5 Haziran 2016 Pazar

The Way Back (2010) Film Yorumum

Merhabalar…


Mutlu pazarlar diliyorum herkese. Bugün birkaç gün önce izlediğim bir filmden bahsetmek istiyorum. Yol ve hayatta kalma mücadelesi türlerinde filmleri hep sevmişimdir. Muhteşem doğa manzaraları eşliğinde gündelik rutinlerden sıyrılıp derin bir yolculuğa çıkmak isteyenlerin seveceği bir filmdi açıkçası. National Geographic Films'in de yapımcılarından birisi olması dolayısıyla belgesel tadında bir yapım izliyorsunuz.

Vahşi doğanın engebeli yollarında aç susuz binlerce kilometre yolu yürüme macerasıydı bu. Diyaloglar kimi zaman durağan gelse de kahramanlarımızın buna bir açıklaması vardı. Filmi izleyenler bunu anlayacaklardır.

133 dakika sürmesine rağmen sürükleyici bir filmdi çünkü o atmosferi birebir yaşatıyor insana. Çoğu yerde empati kurmamızı sağlamasıyla da kendine hayran bırakıyor film.

Nezaket burada ölümüne sebep olabilir…“diyordu kahramanlardan biri. Oysa ki yaşamdaki bunca kötülük iyiliği hep bir köşeye süpürmemizden kaynaklanıyordu. Dünyanın herhangi bir ucunda ki bir insanın acısı dahi bizi bulabilirdi. Bu sebeple dünyayı iyilik kurtarabilirdi ancak. Kahramanımızın nezaketi kendisine ne kadar yardımcı olabildi? Bunun cevabını da filmin sonunda alıyoruz.

Filmi izleyecek olanlara yanlarında yiyecek içecek bişeyler bulundurmalarını tavsiye ediyorum. Çünkü açlık ve susuzlukla mücadele öylesine etkili anlatılmış ki insan da mutfağa yönelme hissi uyandırıyor. :)

Sevginin dayanılmaz cazibesi hep yamacımızda olsun. Muhabbetle...:)


Film Özeti

Yönetmen: Peter Weir
Oyuncular: Jim Sturgess, Ed Harris, Colin Farrell
IMDB: 7.3/10

1940 yılında Sovyet Rusya’ya bağlı Sibirya esir kampından kaçarak kışın ortasında Sibirya’dan Hindistan’a 6.000 kilometre yürüyen bir grup esirin hikayesi. Polonyalı genç Janusz, Amerikalı, alaycı bir mühendis olan Bay Smith, Yugoslav bir muhasebeci olan Zoran ve dövmeli gangster Valka’dan oluşan bu gruba daha sonra Irena adlı bir mülteci de katılır. Başlarına ödül konmuş olan ekip önce ıssız Sibirya’yı, ardından Gobi Çölü’nün uçsuz bucaksız düzlüklerini ve son olarak Himalayalar’ı aşmak zorunda kalacaktır.